
Kolb’a göre bireyler kendi yaşantılarıyla, deneyimleriyle öğrenirler ve bu öğrenmelerin sonuçlarını daha kolay değerlendirebilirler. Kolb öğrenmeyi bilginin deneyimler yoluyla oluşması süreci olarak tanımlamaktadır. Kolb’un geliştirdiği deneyimsel öğrenme kuramı, 1923 yılında Jung tarafından ortaya konan öğrenme döngüsü modeline dayanmaktadır. Jung’dan etkilenen Kolb, 1960 yıllardan itibaren yaşantıya dayalı öğrenme modeli üzerinde çalışmış, 1970’lerde yaşantıya dayalı öğrenme modelini ortaya koymuştur (Demir, 2008). Bu modele göre öğrenmenin yaşantı, biliş, algı ve davranışın bileşiminden oluşan bir süreç olduğunu savunulmakta ve yaşantısal öğrenmede öğrenme sürecinde deneyimlerin rolü vurgulanmaktadır (Köseoğlu). Deneyimsel öğrenme kuramına göre, öğrenenlerin deneyimleri öğretme-öğrenme sürecini yönlendiren temel değişkendir. Öğrenenler bu deneyimleri ya öğretim süreci dışındaki geçmiş ve şimdiki yaşantılardan ya da öğretim süreci içerisinde öğretmen rehberliğinde katıldıkları aktivitelerden elde etmektedirler. Deneyimsel öğrenme kuramı, bireylerin önceki deneyimleri ışığında yeni deneyimlerini anlamlandırmak amacıyla eylemlerini düşünerek analiz etmesi, değerlendirmesi ve yeniden yapılandırmasıdır (Andresen, Boud, & Cohen).